Instagram’da palmiyeler, lüks kahvaltılar ve gökdelen manzaraları… Peki tüm bunların ardında ne var? Sosyal medyada fenomen haline gelen Türk influencerların Dubai tutkusu, meğer kişisel tercihten öte stratejik bir kampanyanın parçasıymış.
Son yıllarda sosyal medya fenomenlerinin ilk yurt dışı rotası haline gelen Dubai, yalnızca lüks alışveriş merkezleri ve egzotik atmosferiyle değil, sunduğu özel imtiyazlarla da influencerların iştahını kabartıyor. Edinilen bilgilere göre, Dubai’yi sosyal medya hesaplarında tanıtan içerik üreticilerine, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından “10 yıllık altın oturum vizesi (Golden Visa)” veriliyor.
Bu vizeyle influencerlar, hiçbir sponsor ya da işverene bağlı kalmadan ülkede ikamet etme ve çalışma hakkı elde ediyor. Üstelik bu hak sadece kalmakla sınırlı değil; Dubai, içerik üreticilerine vergi avantajları, iş kurma kolaylıkları ve yatırım fırsatları da sunuyor.
BAE hükümeti, daha önce 2 milyon dirhemin üzerinde yatırım yapan iş insanlarına, akademisyenlere ve sanatçılara verdiği bu “altın vize” statüsünü artık dijital içerik üreticilerine de uyguluyor. Neden mi? Çünkü her Instagram paylaşımı, TikTok videosu ya da YouTube vlog’u Dubai’nin küresel vitrini haline geliyor.
Türk influencerlar da bu rüzgâra kapılmış durumda. “Yılın ilk tatili Dubai’de”, “Muhteşem gün batımı”, “Hayat burada başka güzel” gibi başlıklarla yayınlanan yüzlerce içerik, aslında Dubai’nin tanıtım ajandasının birer parçası olabilir.
Geleneksel reklam kampanyalarının yerini sosyal medya etkisine bıraktığı bu yeni çağda, Dubai adeta influencer cenneti haline geldi. Ancak burada bir soru akıllara geliyor: Bu seyahatler ne kadar samimi, ne kadarı profesyonel bir anlaşmanın ürünü?
Dubai merkezli ajansların, yüksek takipçili hesaplara ulaşarak tanıtım içerikleri karşılığında vize ve ayrıcalıklar sunduğu iddiaları da kulislerde konuşuluyor. Bu durum, bazı influencerların neden ısrarla ve tekrar tekrar Dubai’yi tercih ettiğini açıklıyor olabilir.
Altın vize ile birlikte Dubai, influencerlara yalnızca bir tatil değil, tam anlamıyla bir yaşam alternatifi sunuyor. Düşük vergiler, yüksek yaşam standartları ve prestijli lokasyonlar, birçok içerik üreticisi için Türkiye’den daha cazip hale geliyor.
Ancak eleştirmenler bu durumu sorguluyor: “Gerçek hayatı mı yansıtıyorlar, yoksa göz kamaştıran bir reklam panosu mu oldular?” Sosyal medyada gördüğümüz lüks oteller, şampanyalı kahvaltılar ve kesintisiz yaz mevsimi, sadece içerik değil, bir yaşam tarzının propagandası olabilir mi?
Dubai’nin influencerlara yönelik “altın vize” politikası, devlet destekli bir tanıtım stratejisine dönüşmüş durumda. Türkiye’de ise benzer bir yaklaşımın olup olmaması tartışma konusu. Bazı uzmanlar, BAE’nin bu hamlesini “dijital kamu diplomasisi” olarak tanımlarken, bazıları bu durumun etik sınırlarını sorguluyor.
İçerik üreticilerinin samimiyeti, markaların gücü ve devletlerin etkisi arasında şekillenen bu yeni dijital ekosistem, artık sadece bireysel tercihlerle açıklanamayacak kadar büyük. Özellikle Dubai gibi merkezler, bu gücü sistematik şekilde yönlendirmeyi tercih ediyor.
sozcu.com.tr
Trabzon yaylalarına 5 yıldızlı Swandoor Otel geliyor