RB Dekorasyon Mağazası‘nın sahibi Rezzan Benardete, Nef’in ilk Luxury Living projesi Nef Kandilli için düzenlenen özel yemek davetindeki şık sofranın mimarıydı. “Kandilli deyince aklıma eski İstanbul, eski nostaljik bir mahalle sıcaklığı geliyor” diyen Benardete ile hazırladığı bu sofranın özelinde; fark yaratan, stil sahibi bir sofranın olmazsa olmazlarını Hello’ya anlattı.
Stil sahibi bir sofrayı nasıl tanımlarsınız?
Rezzan Benardete: Kendi içinde bütünlüğü ve estetiği olan, gördüğünüz ilk anda sizi etkileyen, renklerin ve dokuların birbiriyle uyumlu olduğu, ayrıntıları ile fark yaratan, masa hazırlanırken düşünülen konsepti yansıtabildi, kalabalığı ile misafiri yormayan bir masa. Aksesuarların doğru boy orantılarına dikkat edilmesi ve tabii olmazsa olmaz mumlar ve çiçekler…
Bu sofrayı kurarken eski Kandilli’den esinlenmişsiniz. O tarzı biraz anlatır mısınız? Bu detayları bu sofraya nasıl uyguladınız?
R. Benardete: Gayrimenkul sektöründe yenilikçi yaklaşımıyla farklılaşan Nef, rafine yaşam Konsept ve ona uygun aksesuarlar Rezzan Benardete için, stil sahibi bir sofranın olmazsa olmazlarından. Elbette bir grup hoş sohbet dostun varlığı da onun vazgeçilmezlerinden.
Çok memnun oldum
“Luxury Living” için İstanbul’daki ilk projesi olan Nef Kandilli’ye özel benden bir masa kurmamı istediğinde çok memnun oldum. Hem Kandilli’yi hem de Nef’in Kandilli projesini yansıtmak için kuracağım masa düzeni üzerinde titizlikle çalışmaya başladım. Kandilli İstanbul’un beyefendisi olarak bilinen, en eski ve belki de kendini korumayı başarmış en nadide semtlerden biri.
Yalı ve mahalle kültürünün iç içe geçtiği bir mekan. Dolayısıyla biraz eski Osmanlı saray masaları gibi nostaljik dokunuşlar istiyordu masa. Masa kurmak annemin üzerinde titizlikle emek verdiği bir olaydı bizim evimizde. Her konsepte uygun dekoratif çiçek ve aksesuar seçerdi. Ben de bu masayı kurarken biraz o dönem masalarını çalıştım, padişahların sarayda nasıl sofralarda yemek yediklerini araştırdım ve masada kullanacağım. Detayları Nef Luxury Living’e, Nef Kandilli projesine uyarlamaya çalıştım.
Masadaki aksesuarları nasıl seçtiniz?
R. Benardete: Annemin aksesuarlarından da yararlanarak kurduğum masaya uygun antika değerindeki laleler, havan şamdan, bakırlar, pembe erengüller, siyah üzümler ve ona uygun siyah mumlar, bakır şamdanlar, bakır kuş desenli dekoratif çanaklar, kandiller, Osmanlı zamanında kullanılan rahle üzerine koyduğum Osmanlı saray temalı kitapları kullandım.
Servis edilen mönüyü siz mi belirlediniz? Onu seçerken daha çok neye dikkat ettiniz?
R. Benardete: Menüyü, yeni kurduğumuz “TableTales” ekibi ile beraber belirledik. Temelde tümünde Osmanlı mutfağından esinlendik. Bunları biraz daha modernize ederek hazırladık. Yine araştırdığımda gördüm ki; padişah masalarında en az 15 çeşit yemek sunulurmuş ve herkes her şeyin tadına bakarmış. Biz tabii 15 çeşit hazırlamadık. (Gülüyor)
Ama çeşitlerde, eski Türk mutfağını hissettirecek bir menü oluşturduk. Sunum ve serviste de bu temayı korumaya çalıştık. Kandilli’nin eskimeyen dokusunu, Nef Kandilli projesinin ruhuyla birleştirerek, aynı zamanda Nef’in Luxury Living konseptine de bir gönderme yaptık.
Böyle bir davet sofrasında olmazsa olmaz nedir? Hazırladığınız bu sofra içinde bu vazgeçilmez unsur neydi?
R. Benardete: Temaya ve yemeğe uygun masa örtüsü ve peçeteleri, şamdanlar, mumlar… Çiçekler ve güzel görünmelerini sağlayan vazolar veya dekoratif objeler ve hoş sohbet bir grup dostun aynı masada olması…
Kandilli İstanbul’un en eski semtlerinden. Burası ile kişisel anılarınız var mı? Kandilli deyince aklınıza gelen üç şey nedir mesela?
R. Benardete: Kandilli deyince aklıma eski İstanbul, Boğaz manzarası, eski nostaljik bir mahalle sıcaklığı geliyor.
Röportaj: Yeşim Nur Mantaş
Fotoğraflar: Bülent Kaya-Hello
News
İSTANBUL KONUT PROJELERİ
GÜNDEM
GÜNDEM
GENEL
GENEL
GENEL