İstanbul 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kentsel dönüşüm

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü, dönüşüm kelimesini, “olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, tahavvül, inkılâp, sekil değiştirme” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlardan yola çıkarsak kentsel dönüşümü kentsel alanların başka bir biçime girmesi, başka bir durum alması, şekil değiştirmesi olarak yorumlayabiliriz.

Peki Türkiye Cumhuriyetinde kentsel dönüşüm ne zaman ve nasıl uygulanmaya başlandı?

1923 yılında cumhuriyetin kurulmasından sonra Türkiye genelinde kentsel dönüşüme ihtiyaç duyulmuştur. Savaştan çıkmış, yıkılmış, yanmış, hasar görmüş bir Batı Anadolu bulunmaktadır. Mülk sahiplerinin çoğu ya ülkeyi terk etmiş ya da yer değiştirmişti. Özellikle savaş sırasında yakılan Batı Anadolu kentlerinde karşılaşılan bu sorunun çözülmesi amacıyla 1882 tarihli Ebniye Kanunu’nun bazı maddeleri değiştirilmiştir. 642 sayılı yasa olarak bilinen bu düzenlemeyle 150’den daha fazla bina yangını, hasarlı olan bölgelerde düzenleme yapılması için belediyelere geniş yetkiler tanınması dikkat çekicidir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eski yapıların, kentlerin, yeniden inşası dışında yeni kentlerin de kurulması gerekmekteydi. Bu girişimleri de kentsel dönüşüm kapsamında bir eylem olarak görebiliriz. Aynı durum ülkenin sanayileşmesi için de kullanılmış ve sanayi bölgeleri oluşturulmuştur. Bu bağlamda 1925 yılında top ve mühimmat fabrikalarının kurulması ile Kırıkkale, 1937 yılında ise demir çelik fabrikaları kurulması ile Karabük gibi köy statüsündeki yerleşmeler, kısa zamanda büyüyerek tarihi cumhuriyet ile özdeşleşen ilk sanayi kentlerine dönüşmüştür.

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kentsel dönüşüm arzusu ile birlikte, her alanda yeni ve modern bir toplum yaratmak için başkent Ankara’nın  diğer Anadolu kentlerine örnek olması görevini üstlenmesi adına dönüştürülmüştür.

Mimar HermanJansen Ankara’ya geldi

1924-1925 yıllarında C. Lörcher tarafından Ankara kentinin eski ve yeni şehir bölgeleri için hazırlanan imar planları ve 1927 yılında Ankara kentinin imar planının yapılması için sınırlı bir uluslararası yarışma düzenlenmiş ve yarışmayı kazanan alman mimar HermanJansen başkentin yeni planını hazırlamıştır.

1950 – 2000 yılları arasında kentsel dönüşüm yasa dışı yapılaşma (gecekondu) ve kent merkezlerinin düzenlenmesi ile devam etmiştir. Bu yıllar arasında konu ile ilgili bir çok yasal düzenleme getirilmiştir.

2000 yılından sonra kentsel dönüşüm kavramının yasal düzenleme arayışları içerisinde yerini almaya başlaması, konunun artan önemine işaret etmektedir. Bu sürecin gelişmesinde 1999 Marmara Depreminin meydana getirdiği büyük etkilerin olduğu şüphesizdir. İlk kez 2004 yılında gündeme gelen ve kapsamının büyük ölçüde değiştirilerek başka bir isim altında yasalaşacak olan ‘kentsel dönüşüm ve gelişim kanunu tasarısı’ bu yönü ile dikkat çekicidir. Tasarı özetle ‘kentin eskiyen dokularını ve yerleşim alanlarını nitelikli kentsel mekânlara dönüştürmeyi, tarihi ve kültürel dokunun ise koruma kullanma dengesi içerisinde yenilenerek kullanılmasını hedeflemektedir.

6306 Sayılı Afet Riski Yasası çıktı…

Ve yıl 2012, kentsel dönüşüm konusuna ilişkin yaşanan son yasal gelişme ise 16.05.2012 tarihli ve 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkında kanundur. Bu yasa günümüzde kentsel dönüşüm dediğimiz anda aklımıza ilk gelen yasadır. Bu kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir. Bu tanım standart bir tanımdır. Yasanın özelliği daha önceden uygulanan kentsel dönüşüm çalışmalarına göre sınırlarının ve amacının daha net belirlendiği, bütün tarafların menfaatlerinin korunduğu ve her şeyden önemlisi gelişime açık bir yasa olmasıdır.

Kentsel dönüşüm ve riskli yapı deyince ilk aklımıza gelen İstanbul Anadolu yakası ile ilgili yorum, dönüşüm/yenilenme  hakkındaki yorumlarımı bir sonraki yazımızda paylaşacağız.

* KAYNAKÇA: M.Serhat YENİCE, Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Deneyiminin Tarihsel Analizi

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kentsel dönüşüm

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek bunu kabul etmiş olursunuz.