Bir zamanlar güç, her an çevrimiçi olmaktı. Bildirimlere anında yanıt vermek, maillerde 7/24 ulaşılabilir olmak statüydü. Ama devir değişti. Artık statü, sessizlikte. Yeni lüks; ulaşılamamak, görünmemek, çevrimdışı kalmak.
“Offline is the new luxury” mottosu artık sadece sosyal medyada değil, yaşam tarzlarında da yankılanıyor. Hiper bağlantılı bir dünyada, telefonu kapatabilmek bir nevi güç gösterisi. Uçak moduna geçmek, dijital kaosun ortasında bir lüks çadırına çekilmek gibi.
Sofar Sounds gibi platformlar, algoritmaların değil duyguların yön verdiği ortamlarda insanları buluşturuyor. Şirketin CEO’su Warren Webster, “İnsanlar artık yalnızca müzik dinlemeye değil, birbirine dokunmaya geliyor,” diyor.
Benzer şekilde Offline, 222, Timeleft ve Kanso gibi yeni nesil uygulamalar, ekransız etkinlikler düzenliyor.
Örneğin 222, “Offline is the new luxury” sloganını reklam panolarına taşıyarak, üyelerini gizli akşam yemeklerinde bir araya getiriyor. O masalarda Wi-Fi yok, filtre yok, sadece samimiyet var.
Araştırmalar, gençlerin yarısının sosyal medyanın kendi kuşağı üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşündüğünü söylüyor. Artık herkes aynı yorgunluğu hissediyor: yapay zekâ içerikleriyle dolu bir dijital evrende, gerçek olana duyulan özlem.
Kanso’nun kurucusu Randy Ginsburg, bu yeni dalgayı “modern detoks” olarak tanımlıyor:
“İnsanlar artık telefonu bırakmaya değecek insanlarla tanışmak istiyor.”
Offline olmak artık sadece bir teknoloji tercihi değil, bir tarz. Tıpkı özel dikim bir takım elbise ya da limitli üretim bir çanta gibi.
Gerçek ayrıcalık, ekranlardan uzaklaşıp kendi sessizliğini dinleyebilmekte.
Çünkü artık en gösterişli lüks otellerde değil, uçak modunda geçirilen bir akşamda yaşanıyor o huzur.
Ve evet, bu sezonda en dikkat çekici aksesuar: kapalı bir telefon.
İstanbul’da daire alacağın fiyata Pamukova’da villa alırsın