Uluslararası gayrimenkul danışmanlık şirketi Cushman & Wakefield’tan (C&W) İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) uluslararası yatırımcılara daha etkin pazarlanması için ilginç bin öneri geldi. C&W Yönetici Ortağı Tuğra Gönden, İFM’nin uluslararası yatırımcıları çekmesi için Dubai’yi örnek alması gerektiğini belirterek Dubai Finans Merkezi’nin (DIFC), şirketlere getirilen gelir vergisi muafiyeti, yabancı çalışanlara vize, kolay şirket kuruluş süreci ve bağımsız tahkim mahkemeleri gibi uygulamalar ile pazarlandığını söyledi. Gönden, bunlar yapılırsa İFM’nin de dünya ile rekabet edebileceğini vurguladı.
Odak noktasında finans sektörü, sermaye piyasaları, sigorta ve benzer sektörler bulunan DIFC’nin toplam arsa alanı olarak İFM’nin neredeyse beşte biri olduğuna dikkat çeken Tuğra Gönden, bu rağmen projeyi İMF’den farklı kılan ve örnek alınması gereken özellikleri şöyle sıraladı:
''DIFC’deki tüm şirketlere ciddi vergi avantajları sağlanıyor. DIFC’deki özel kamu hizmet birimleri ve hızlandırılmış bürokratik işlemler ile şirketler hızla kuruluyor, yabancı çalışanlara hızla vize alınıyor. Birleşmiş Arap Emirlikleri’nin hukuk sisteminden bağımsız olarak Anglosakson hukuk sistemine dayanarak yeni uluslararası hukuk modeli uygulanan DIFC’de kurulup buraya özel ticaret, yatırım, veri güvenliği, iflas, islami finans vb konular ile ilgili kanun ve düzenlemeler mevcut. Hakimler ise İngiltere, Singapur ve Hong Kong’dan atanıyor.''
İstanbul Ataşehir’de Anadolu Otoyolu’nun kuzeyinde yer alan bölgenin İMF’ye dönüştürülmesi süreci 2008 yılında başlamıştı. 2 milyon 766 bin metrekarelik İMF alanı BDDK, SPK, Merkez Bankası, Halk Bankası, Vakıf Bankası, Ziraat Bankası gibi birçok finans ve kamu kuruluşunun yer aldığı Türkiye’nin en önemli gayrimenkul projelerinden biri olarak öne çıkıyor.
Cushman & Wakefield’tan İFM’ye Dubai modeli önerisi geldi