İstanbul’da farklı dönemlerde arazi satın alan vatandaşların, 2020’de yapılan imar uygulamasıyla aynı taşınmazın hissedarı haline gelmesi üzerine ortaya çıkan ortaklık sorunu arabuluculuk yoluyla giderildi. Başakşehir’de 20 hissedarın yer aldığı uyuşmazlık, sürece başvuran paydaşlardan birinin talebi üzerine arabuluculuk bürosuna taşındı.
Dosyaya atanan arabulucu avukat Fatma Bozkurt Saraç, başvuru sahibi dışında diğer 19 hissedarı araştırmalar sonucunda tek tek tespit ederek tarafları ortak toplantıya davet etti.
Görüşmeler sonucunda hissedarlardan biri, diğer paydaşların hisse satın alma talebini kabul etti. Taraflar daha sonra taşınmazın tamamını üçüncü bir kişiye satarak ortaklığın sona erdirilmesinde uzlaştı. Saraç, kendisine yalnızca isim listesiyle ulaşan dosyada kısa sürede 20 kişilik ortak yapıyı ortaya çıkardığını belirterek, “Yıllarca çözülemeyen bir sorun, doğru iletişimle çözüme kavuştu” dedi.
Zorlu süreci anlatan Saraç, ilk toplantıda tarafların birbirini tanıdığını, daha sonra iki seçenek üzerinde durulduğunu aktardı: taşınmazı satmak ya da kat karşılığı bir müteahhide devretmek. İkinci toplantı öncesi hazırlanan değerleme raporu tüm taraflarla paylaşıldı. Hissedarlar, raporu değerlendirip satış seçeneğinde birleşti.
“Parçalı hisselerin taşınmazın değerini düşürdüğünü herkes biliyordu” diyen Saraç, toplantı sonunda tüm ortakların “tek vücut” olarak hareket etmeye karar verdiğini söyledi.
Arabulucu, hissedarlar arasındaki sosyokültürel farkların oldukça geniş olduğunu vurgulayarak toplantı sürecini şöyle anlattı:
“Okuma yazma bilmeyen, yaşlı, genç, işitme engelli birçok farklı profile sahip 20 kişi vardı. Bu nedenle toplantının yönetimi gerçekten zordu. Ama sonunda herkesin beklentisini karşılayan bir anlaşmaya vardık.”
Saraç, arsanın geçmişine ilişkin duygusal detayları da paylaştı. Birçok kişinin arsayı yıllar önce kendi birikimleriyle aldığını ancak imar düzenlemeleriyle hiç tanımadıkları kişilerle ortak hale geldiklerini belirterek, “KVKK nedeniyle kimse kimseye ulaşamıyordu. İnsanlar, ömür boyu biriktirdiklerinin akıbetini bile öğrenemiyordu” dedi.
Toplamda sadece 4 saatlik ortak oturum ile yıllar süren anlaşmazlığın çözüldüğüne dikkat çeken Saraç, arabuluculuk sürecinin dava sürecine göre çok daha hızlı ve düşük maliyetli olduğunu vurguladı:
“Adliyede yıllarca sürecek bir davaydı. Burada hem masrafsız hem kısa sürede sonuç aldı taraflar.”
Saraç, arabuluculuğun Türkiye’de iş, tüketici, ticari ilişkiler, kira, komşuluk, kat mülkiyeti ve ortaklığın giderilmesi gibi birçok konuda dava şartı haline geldiğini hatırlatarak, vatandaşların ister kendi seçtikleri arabulucuyla ister adliye üzerinden başvurarak süreci başlatabileceğini söyledi.
Sonuç olarak, 20 hissedarın tamamı beklentilerini karşılayan bir anlaşmaya imza attı ve yıllardır çözülemeyen ortaklık sorunu arabuluculukla sona erdi.
İrem Demir-AA
Kilis OSB sosyal tesis yaptıracak