Devletin kasası boşalıyor, çözüm yine aynı: özelleştirme. Bütçedeki devasa açık, kamu mülklerinin satışa çıkarılmasıyla kapatılmaya çalışılıyor. 2025’in ilk 5 ayında 650 milyar TL’yi aşan bütçe açığı, iktidarın yeni satış dalgasını beraberinde getirdi. Ankara ve İstanbul’un en kıymetli bölgelerindeki kamu taşınmazları, bu kez Vergi Denetim Kurulu’na bina yapmak bahanesiyle elden çıkarılıyor.
Ankara’nın Altındağ ve Çankaya ilçeleri ile İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan toplam 37 taşınmaz, artık özelleştirme listesinde. Hazine adına kayıtlı bu değerli araziler; satış, kiralama, gelir ortaklığı ya da işletme hakkı verilmesi gibi yöntemlerle özel sektöre devredilecek. Üstelik bu işlemler için 2028 sonuna kadar süre tanındı.
Kamuoyunda büyük tartışmalara yol açması beklenen bu adım, aslında yeni değil. Bütçesi yıllardır açık veren hükümet, özelleştirme gelirlerini sürekli bir can simidi olarak kullanıyor. Ancak artık satılacak kamu malı da sınırlı. Buna rağmen iktidar, Ankara’nın merkezi Kızılay ve Ulus bölgelerinde; İstanbul’un gözde semtleri Hacımimi ve Müeyyetzade’deki taşınmazları özelleştirmeye hazırlanıyor.
Orta Vadeli Program’da (OVP) bu yılın sonunda 1.9 trilyon TL bütçe açığı öngörülüyordu. Daha yılın ilk beş ayında bu rakamın üçte biri aşılmış durumda. Üstelik sadece bu yıl değil, gelecek iki yıl için de açık beklentisi var: 2026 ve 2027 yılları için 2.1 trilyon TL bütçe açığı hedefleniyor. Yani sorun geçici değil, yapısal.
Çözüm mü? Kamunun en değerli arsalarının paraya çevrilmesi. Özelleştirmeden elde edilecek gelir ise, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı için inşa edilecek yeni hizmet binalarına aktarılacak. Yani yıllarca halkın vergileriyle alınan taşınmazlar satılacak, ardından bu satıştan elde edilen gelirle yeni kamu binaları yapılacak. Ne kadar mantıklı olduğu tartışılır.
Özelleştirilecek taşınmazların konumu da dikkat çekici. Ankara’da satılacak yerler Kızılay, Fidanlık ve Ulus gibi merkezlerde yer alıyor. İstanbul’daki taşınmazlar ise Beyoğlu’nun tarihi dokusuna sahip Hacımimi ve Müeyyetzade mahallelerinde bulunuyor. Birçok parselin yan yana olması, bu alanların büyük ölçekli özel projelere açılabileceğini düşündürüyor.
Sonuç olarak iktidar, yapısal bir çözüm üretmek yerine günü kurtarma hamlelerine devam ediyor. Sat, harca, yeniden inşa et döngüsü sürüyor. Ancak uzmanlara göre bu model sürdürülebilir değil. Çünkü satacak kamu malı azaldıkça, elde edilecek gelir de düşecek. Ve o zaman, gerçekten neyin kalacağı sorusu gündeme gelecek: “Kamu için ne kaldı?”
Avrupakent GYO, yaklaşık 2 milyar liralık temettü dağıtacak