İstanbul 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Türkiye, Irak ve Suriye’den savaş tazminatı almalı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti PYD/PKK, PDY/FETÖ, PYD/YPG, DHKP-C, ABD, İsrail ve batılı devletler olmak üzere birbirini peşi sıra gelen bölücü girişimlerin tamamı ile mücadele ediyor.

Var olma savaşı veren ekonomisini, kaynaklarını, zamanını, enerjisini ve askeri kuvvetlerini bunlara harcamaktan kendi kalkınmasına gereken eforu sarf edemeyen Türkiye, ekonomi, eğitim, üretim, yatırım, sanat, sağlık, tarım, hayvancılık, teknoloji gibi ana eksen konularda bile patinaj yapıyor.

Geçen zaman ve kullanılamayan enerjinin Türkiye’yi daha müreffeh yerlere taşıması gerekirken heba olup gidiyor.

Milletten çalınan 40 yıl…

FETÖ’nün kırılan şifreleri bize Türkiye’nin 40 yıllık geçmişinin çalındığını gösteriyor. PKK’ya karşı 30 yıldır verilen mücadele yüz binin üzerinde vatan evladına ve 500 milyar dolarlık bir ekonomik kayba neden oldu.

Yüreklerdeki acıya ne demeli?

Buna ilaveten şehitlerimizin geride bıraktığı eşleri, babasız kalan çocukları, evladını toprağa verdikten sonra enkaza dönen anne, baba ve yakın akrabalarının neden olduğu acı, toplumun psikolojisini en derinden nesiller boyu mahvediyor.

Peki bunun hiç bir bedeli yok mu?

Bu bedeli neden hep Türkiye Cumhuriyeti ve 80 milyonluk vatandaşı ödüyor?

Batılı ülkeler ve Amerika dünyanın diğer ucundan gelip Türkiye’nin de içinde yer aldığı yakın coğrafyadaki ülkeleri ateşe, kana, acıya, zulme ve gözyaşına boğarken buna tek gerekçe olarak “çıkarlarını” göstermekten zerre kadar çekinmiyorlar.

Kapitalizm ve emperyalizm çarkı Asya’yı, Afrika’yı, Hindristan’ı, dünya kaynaklarını, petrollerini, gıdasını ve diğer zenginliklerini sömürerek kendi insanına sonsuz kaynaklar yaratıyor.
Peki Türkiye bu çarkta nereye düşüyor?

Suriye’den göç eden milyonlarca insana milyarlarca doları Türkiye bu kısıtlı ekonomisi ile karşılıyor. Kadîm ve kadirşinas bir milletin yapması gereklerin yerine getiriyor.

Bunu da anladık.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu, cesareti ve meydan okumaları Türkiye’yi defalarca ipten kurtardı.

Buraya kadar mutabıkız

20 Ocak 2018’de Türk Silahlı kuvvetleri kendi güvenlik gerekçesi ile Suriye’nin Afrin bölgesine operasyon başlattı. Uçaklar Amerika ve diğer batılı güçlere rağmen hedeflerini vurdu. Türk Ordusu Suriye’ye girdi.

Neden hep “Toprak bütünlüğüne saygı” bizden?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünde gözü olmadığını, kendi güvenliğini sağlayacak olanakları sağladıktan sonra geri çekileceğini sağlıyor.

Niye?

Başta sıraladığım ekonomik bedelleri tazmin etmek için Türkiye kendine bu hasarı açan, yıllarına ve milyarlarına neden olan zararların hepsini Suriye’den ve Iraktan tazmin etmeli.

Kendi fakirimiz, yoksulluğumuz, kıt kaynaklarımız dururken elde avuçta ne varsa silaha, savunmaya ve askeri güce harcıyoruz. Bu giderler ve maliyetler kesinlikle bu ülkelerden tazmin edilmeli.

Bu ülkelerin kaynaklarına, petrol yataklarına ve diğer zenginleri işgal edilerek savaş tazminatı olarak alınmalı.

Kuveyt örneği…

Amerika 1991’deki Körfez Savaşı’nda Kuveyt’i Irak’a karşı koruma bedeli olarak bu ülkenin petrollerine 25 yıllığına el koydu. Harcadığı maliyetin kaç katını çıkardı ve dünya buna hiçbir şey diyemedi.

Bunu bizde yapmalı ve bu necip milletin geleceğine katkıda bulunmak için bu haklarımızı tazmin etmeliyiz.

Hatta hatta….

Bur bölgelerin çoğunu oluşturan, Basra, Şam, Halep, Bağdat… Osmanlı Sultanları’nın tapulu malı değil mi?

İngilizler 1. Dünya Savaşı’nda çeşitli entrikalar ile bu zengin petrol kaynaklarını Türkiye’ye Zaten 100 yıldır bu ülkeleri sömürmeleri bunun en iyi göstergesi…

Hiçbir şey yapamasak tapulu arazileri bu ülkelerden alarak gerçek sahiplerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarına teslim etmeliyiz.

Bu bedel yerde kalmamalı, ödetilmeli.

Hüseyin Belibağlı

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Türkiye, Irak ve Suriye’den savaş tazminatı almalı

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek bunu kabul etmiş olursunuz.